Ankara Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Ankara Mutlu Sonlu Masöz

Babası ayağını mahsus oraya uzatıyordu, bö yle eşek şakalarına bayılırdı. Karısını yer muşambasının ü zerinden kaldırırken, kahkahalar atarak, “Dü nyanın en gü zel kadını!” diye alay ederdi. Elizabeth o Ankara Mutlu Sonlu Masöz  yer muşambasının kestane rengi ve sarı, goblen taklidi çiçeklerini ne zaman istese gö zü nde canlandırabiliyor. Sonra babası karısının yanağına gevşek bir ö pü cü k kondurur, gö z kırpardı. O¨ bü r  adamlar  da  gü lerdi.  Elizabeth’in  anası  ağlamaya  adım atar,  ince  elleriyle  porselen  şeklinde yüzünü örterdi.

Elizabeth bir kere babasına, “Sen bok herifisin birisin”  demişti. O¨ bü r adamlar bunu duyar duymaz büsbütün koyuvermişlerdi makaraları. Babası, “Zavallı babacığına ö yle demek istemiyorsun herhalde?” demiş, sonra kü çü k kızın koltukaltlarım gıdıklamıştı. Ertesi sabah da çekip gitmişti. I˙şte mekândaki kopukluk bundan sonra başlamıştı. Derhal kimse bilmez Elizabeth’in geçmişini. Onun bir gö çmen, bir sığınmacı olduğunu bile bilmezler; oysa sığınmacılara ö zgü umutsuz alışkanlıkları vardır. Nate birazcıkını bilir. Chris ise son zamanlarda öğrenmişti. Martha bilmez, şükürler olsun.

Ankara Mutlu Sonlu Masöz

I˙ki masa ö teden Lesje onlara doğru seğirtiyor. Tepsisi tehlikeli halde yana yatmış. Yü zü nde başka bir dü nyaya aitmiş benzer biçimde bir ifade var. Olasılıkla karanlık dü şü ncelere daldığını gö steriyor bu, ama Elizabeth onu hafifçe bir sara krizi geçiren birine benzetmekten kendini alamıyor. Lesje’ oturuyor, o sakar dirseklerinden biriyle kahve fincanını dü şü recek şeklinde oluyor. Elizabeth çabucak onun giysilerine şö yle bir değer biçiyor. Yine blucin giymiş. Eh, giyebilir, blucin giyebilecek kadar sıska iyi mi olsa. Hem, o yalnızca bir mü dü r desteksı. Daha yüksek mevkide olan Elizabeth’in elbette daha mesuliyet sahibi biri benzer biçimde giyinmesi gerekir.

Elizabeth,  “O¨ zü r  dilerim,  Martha”  diyor,  “konuşmam  ihtiyaç duyulan  biri  var  burada.”  Martha’nın sözleri ağzına tıkılıyor, yoğurt kabının üzerindeki kapağı açmaya koyuluyor.Elizabeth yumuşak adımlarla aşama kaydediyor, elini Lesje’nın omzuna koyarak, “Lesje” diyor. Lesje irkiliyor, bir çığlık atıyor, kaşığını masaya düşürüyor. Arkasına dönüyor, “A!” diyor. Dr. Van Vleet, “Hiç arkadan yaklaşmayacaksınız ona” diye atılıyor, “seneler ö nce ö ğrendim bunu. Türlü yollar denedim.” Elizabeth, “Ah, çok ö zü r dilerim” diyor. “Yarın bir araya geleceğimiz için Nate’in de benim de ne kadar sevindiğimizi söylemek istemiştim bir tek.”